SOHBET HATLARI
Çok okusak ve çok çalışsak, atacağımız adımları dikkatli ve doğru atsak ülkemiz daha iyi bir yer olurdu. Yönetenler de yönetilenler de mutlu ve adil olurdu. Demokrasi
dediğimiz kavram yöneteni kısıtladığı kadar yönetilene de sorumluluk yüklüyor aslında. Bir ülkenin durumu kötüyse, örneğin işçiye saygı yoksa ya da suç oranı yüksekse
bu sadece yöneticilerin suçu olamaz. İnsanlar sürü psikolojisiyle hareket etmeyip bir iki tane kitap okuyarak işe başlasalar her şey daha iyi olacak. Kitap okumak insana
empatiyi öğretir, eleştirmeyi öğretir, kendi hayatından başka hayatlar da olduğunu öğrenir. En önemlisi öğrenmenin “ayıp” olmadığını öğrenir. Bir ülkede tabu ne kadar
fazlaysa ve bu tabuları yıkana karşı tepkiler ne kadar saldırgansa o toplum o kadar kapalı, o kadar geride kalmıştır. Bu toplumun geride kalmışlığı sadece sosyal alanda değil,
ekonomik alanda da kendini gösterir. Sınıf ayrımı çok fazladır. Orta sınıf bile kendi içinde ayrılır. Tüketim çılgınlığı ve medyanın etkisi insanların içine öyle bir yerleşir
ki bu yüzden dağılan aileler bile olur. Gelişmemiş toplumun insanları bir aradayken bir anahtar gibidir ama ne bir araya gelebilirler ne de açacak bir kapı yaratabilirler…
Böyle toplumların bir araya gelmesi için bir kıvılcım, bir hareket gerekir. Toplumun her tabakasının bilinçlenmesi ya da bilinçlendirilmesi, eğitimin gerektiği şekilde
okullardan önce ailelerin içinde yapılması ve sanata hak ettiği değerin verilmeye başlaması ile mümkündür. Yeni bir lider için yıllarca bekleyerek gelişmez bir toplum, lider
olacak donanımda çocuklar yetiştirerek gelişir. Akıllı ve dürüst, çalışmanın kıymetini bilen ve insan olmanın anlamını öğrenmiş ve dahasını öğrenmeye açık çocuklar…
Platon’un da söylediği gibi:”Ya filozoflar kral olmalı ya da krallar filozof.” Fikirlerimizi paylaşıyorsanız sohbet hatlarından bize ulaşabilirsiniz.
12509 total views, 1 today